Pazar, 24 Eylül 2006 21:17

Rekabet ve Nash Dengesi

Öğeyi Oyla
(0 oy)
Serbest piyasa şartlarında fiyat mekanizmasının çalışabilmesi için en önemli hususların başında rekabet gelmektedir. Serbestçe rekabet yapılan piyasalarda gerçek piyasa fiyatı ürünün arz ve talebine göre oluşur. Piyasada ticari faaliyette bulunan firmaların amacı para kazanmaktır. Dolayısıyla ticari firmalar piyasada varlıklarını sürdürebilmek için ürettikleri ürün veya hizmetlerin kabul görmesine çalışırlar. Serbest piyasada firmaların rakipleri vardır. Rakiplerden bazıları kuvvetli bazıları zayıftır. Firmanın ürettiği ürün veya hizmeti satabilmesi için müşterinin ödemeye hazır olduğu fiyatı bilmesi ve buna göre stratejisini belirlemesi gerekir. Firmalar kimi zaman ürün veya hizmetlerini zenginleştirerek kimi zaman maliyetlerini azaltarak kimi zaman da fiyatlarını düşürerek rekabet etmeye çalışırlar. Firma iç işlerini ne kadar iyi yönetirse yönetsin kârını arttırabilmek için rakiplerinin durumlarına göre kendi pozisyonunu sürekli olarak gözden geçirir ve gerekli önlemleri alır. Dolayısıyla firmalar piyasada kalıp kâr etmeye çalışırken aslında farkında olmadan büyük bir oyunun parçası olurlar.
İnsan davranışlarının bir oyun gibi açıklanabileceğini 1928 yılında yazdığı bir makale ile ilk defa Macar asıllı dahi matematikçi John von Neumann vurgulamıştı. Von Neumann daha sonra 1944 yılında Oskar Morgenstern ile birlikte yazdığı “Oyunlar Teorisi ve Ekonomik Davranış” kitabını yayınladı. Bu kitap yayınlandıktan sonra bir çok üniversitede ders kitabı olarak okutulmaya başlandı ve üniversitelerin ilgili bölümlerinde “Oyun Teorisi” derslerinin açılmasını sağladı. Von Neumann ve Morgenstern kitabın büyük bir bölümünde iki kişi arasında geçen ve toplamı sıfır olan oyunlardan bahsediyorlardı. İki kişi arasındaki toplamı sıfır olan oyunlarda bir kaybeden bir de kazanan vardır. Bir tarafın kazancı diğer tarafın kaybına eşittir. Toplamı sıfır olan oyunlara en iyi örnek futbol karşılaşmaları ve puan tablosudur. Bir karşılaşma 1-0 bittiyse bir takım galip gelmiş ve yenenin galibiyeti diğerinin yenilgisine sebep olmuştur. Yine puan cetvelinde atılan ve yenilen gollerin toplamı sıfıra eşittir. Yani atılan gol sayısı ile yenilen gol sayısı aynıdır.
Ancak gerçek hayatta durum her zaman böyle değildir. Oyun genelde ikiden fazla kişi arasında geçer ve her oyuncu bir diğerine göre kendini pozisyonunu ayarlayarak kendisi için olabilecek en iyi pozisyonu almaya çalışır. Bu durumu 1950 yılında yazdığı doktora bitirme tezinde ele alan John Nash, oyun içerisinde kişilerin herbiri mevcut şartlara göre seçebileceği en iyi pozisyonu alabiliyorsa burada bir denge oluştuğunu ispatlamış ve yaptığı bu çalışma ile 1994 yılında Ekonomi Nobel Ödülü’ne layık görülmüştür.
Oyun Teorisi kuramı Von Neumann’ın min max ve Nash’in denge teoremleri üzerine kurulmuştur. Nash’in hocası olan Professor Albert W.Tucker Von Neumann ve Nash’in teoremlerin ispatlanması için kullanılan “Mahkumun Açmazı” (Prisinors’ Dilemma) oyununu geliştirmiştir. Oyununun amacı belirli şartlar altında iki kişinin karşılıklı olarak birbirine güvendiğinde her ikisinin de en iyi ve kârlı olan ortak çözüme ulaşacaklarını, güvenin olmaması durumunda da tarafların sadece kendileri için en iyiyi yapmaya çalışacaklarını, bunun da her iki tarafı mümkün olan en kötü sonuca götüreceğini ispatlamaktır. Bir başka deyişle “Mahkumun Açmazı” oyununun ispatlamaya çalıştığı şey bireysel menfaatler ile toplumsal menfaatlarin örtüşmediğini göstermektir. İki havayolu firmasının Istanbul-Ankara arasındaki bilet ücretlerini aşağıdaki gibi düzenlediğini düşünelim:
1. Uçak firmalarının rekabet nedeniyle bilet fiyatını 100 YTL'den 1 YTL’ye düşürerek yolcu taşıması
2. Uçak firmalarının fiyatlarını müşterinin ödemeye hazır olduğu bedeli esas alarak ücreti 75 YTL olarak belirlemesi ve rekabetini hizmetini farklılaştırarak yapması
Birinci olasılık, her iki tarafın diğerinin kendi çıkarını ön planda tutacağına inanması ve az da olsa kazanç elde etmek için 1 YTL’lik fiyatı uygulamasıdır. Bu durumda her iki taraf da 1 YTL kazanır. Ancak uçak firmaları bu durumda hem kendilerine hem de alternatif sektör olan otobüs taşımacılığına büyük zarar verirler. Yani herkes kaybeder.
İkinci olasılık, firmalardan birinin 1 YTL fiyatı uygularken diğerinin 100 YTL’lik fiyatı uygulamasıdır. Bu durumda serbest piyasa mekanizması dengeleri oluşturuna kadar taraflardan biri 1 YTL kazanırken diğeri hiçbir şey kazanmaz. Bu süreçte bir firma zararına yolcu taşır diğeri de yolcu taşıyamaz. Yani her iki taraf da kaybeder.
Üçüncü olasılık ise her iki tarafın da müşterinin ödemeye hazır olduğu 75 YTL fiyatı uygulamasıdır. Bu durumda her iki taraf da 75 YTL kazanır. Ayrıca otobüs sektörü de bundan etkilenmez. Yani taraflar genel çıkarları önde tutup önce ben demeden hareket ettiğinde herkes için ortaklaşa sağlanabilecek en yüksek kazanç sağlanır. Uçak şirketleri para kazanır, otobüs şirketleri para kazanmaya devam ettikleri için iflas etmez, yolcular da emmiyetli olarak seyahat ederler.
Nash Dengesi stratejisi bir firmanın karşısındaki firmaların uyguladığı stratejiye göre seçebileceği en iyi strateji olarak kabul edilebiliyor. Zira firmalar Nash Dengesi stratejisini seçtiğinde hiçbiri farklı bir strateji uygulamıyor ve başka bir yere gitmiyor. Ancak ortada Nash Dengesi yoksa amansız rekabet bazı firmaların ortadan kalkması ile sonuçlanabiliyor. Bundan dolayı OPEC üyesi ülkeler yıllık petrol üretim kapasitelerini önceden açıklarlar ve bu kapasiteye göre üretim yaparlar. Böylece üretimin yükselmesi sonucunda petrol fiyatlarının düşmesini engellemeyi ve kazançlarını arttırmayı hedeflerler. Onbir üye devletten oluşan OPEC, Irak, İran,Kuwait,Suudi Arabistan ve Venezuella tarafından 1960 yılında kurulduğunda petrol fiyatları 3 usd mertebesindeydi. Bugün ise pertrol fiyatları 60 usd mertebesinde. Bu artıştan hiç kuşkusuz en fazla fayda sağlayanların başında OPEC üyeleri geliyor. Konuya bir de farklı açıdan bakıp aynı üretici/distributörden araç temin ederek satan otomotiv yetkili satıcılarını örnek olarak gösterebiliriz. Türkiye’de bilindiği üzere serbest piyasa kuralları çalışıyor ve haksız olanı dışında rekabet serbest olarak yapılıyor. Hatta rekabet otomotiv sektöründe yeni Blok Muafiyeti Kuralları (BER) ile daha da arttırılmaya çalışılıyor. Yeni BER için geçiş süresi 31.12.2006 tarihinde doluyor. Bu tarihe kadar yeni BER ile uyumlu tüm satış ve satış sonrası aktivitelerle ilgili sözleşmelerin üretici/distribütörler ile yetkili satıcı ve servisler arasında düzenlenmesi gerekiyor. Yeni sözleşmelerde rekabeti kısıtlayıcı maddelerin bulunmaması gerekiyor. Burada piyasada rekabet yaratarak arz ve talep dengesini üretici lehine oluşturabilmek amaçlanıyor. Fakat bazen mekanizmalar düzgün çalışmıyor. Çoğu zaman piyasadaki oyuncular Nash Dengesi’ni oluşturmak için çaba harcamıyorlar. “Önce can sonra canan” diyorlar ve piyasayı allak bullak ediyorlar. Eğer stoklarında araçları varsa kârlarından feragat ederek araca yüksek indirimler uygulayarak satmaya çalışıyorlar. Bunu gören diğer bayiler de rekabet uğruna fiyatlarını indiriyorlar. Böylece bayiler bazen sıfır YTL kâr ile bazen de zararına araç satıyorlar. Kârın olmadığı yerde bayiler genel giderlerden kısarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ama bu durumda da hizmet kalitelerinden ödün veriyorlar. Peki bu durumda kazanan var mı? Bir bayi aşırı indirim yaptığında diğerleri de O’nu izliyor ve hiç biri kâr edemiyor. Bu arada müşteri ise aracını ucuz almış gibi hissediyor. Ama servise gittiğinde iyi hizmet alamıyor, yedek parça ve servise yüksek ücret ödüyor. Bir de fiyatın belli olmadığı ortamda fazla pazarlık yapmadan alışveriş yapan bir müşteri ise, aracını teslim alır almaz ikinci el değerinin düşmesi ile karşı karşıya kalıyor. Bu olumsuzlukları gören ve Nash Dengesi’ni kurmak isteyen bayiler genellikle bağlı bulundukları üretici/distribütörden hakemlik yapmasını istiyorlar. Ancak BER ve Rekabet Yasası buna müsaade etmiyor. Bu durumda da üretici/distribütörler bayilerine nasihat edip kârsız satıştan uzak durmalarını söylemekten başka bir şey yapamıyorlar.
Sonuç olarak; serbest piyasının çalışması için rekabet;rekabatin zarar vermemesi için de firmaların Nash Dengesi stratejisi izlemesi gerekiyor. Dengeyi bozarak oynayanlar firmaları için iyi olanı yaptıklarını düşünüyorlar ancak para kazanmadan iş yaparak hem kendilerine hem de diğerlerine zarar veriyorlar.
Yararlanılan Kaynaklar:
* Firmaların Fiyatlandırma Kararlarına Oyun Teorisi Açısından Bir Yaklaşım / Ege Cansen (Rekabet Kurumu Perşembe Konferansı-Ekim 2000)
* Exploaring Corporate Strategy/Gerry Johnson-Kevan Scholes-Richard Whittington
Okunma 3733 defa

Yorum Ekle

Arama

Ayhan Dayoğlu’nun “Potansiyelini Kullan / Servis Yöneticisinin Başarı Rehberi” isimli kitabı OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcılar Derneği) tarafından yayınlandı.

Potansiyelini Kullan Yayınlandı

Son Eklenen Video

Son Haberler