II.Dünya savaşı sonrasında ABD hükümetleri komünizmin yayılmasını engelleyebilmek için Amerikan şirketlerinin dünyaya yayılma politikasını destekledi. Ulusal pazarlarının yanı sıra dünyaya açılan Amerikan şirketlerini Avrupalı ve Japon şirketler izledi. Komünizm tehlikesinin ortadan kalktığı 90’lı yıllarda bu şirketler çok büyük bir hızla büyüdü. Çok uluslu şirketler büyüdükçe dünyada mal ve finans hareketleri hızlandı ve kolaylaştı.Mal ve finans hareketlerinin hızlanması ise bumerang etkisiyle çok uluslu şirketlerin daha da büyümesine yardımcı oldu. Özellikle internetin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasından sonra bir tuşa basarak dünyanın bir ucundan diğer ucuna para transferleri yapabilmek, dünya borsalarında eş zamanlı oyuncu olmak, arzu edilen bilgiye ulaşabilmek gibi eskiden çok karışık belki de imkansız olan bir çok şey kolaylaştı. Berlin duvarının yıkılmasıyla komünizm bitti; internetin keşfi ile de yep yeni bir bilgi çağı açıldı. Herkesin istediği bilgiye ulaşabilme rahatlığına kavuşmasından sonra da iş modellerinde büyük değişimlerin yapılması gereği ortaya çıktı. Internet öncesinde bilgi büyük bir güç idi. Bugün her isteyen her istediği bilgiye ulaşabiliyor. Hem de bedava olarak. Bugünün iş hayatında başarılı olabilmenin yolu bilgiden değil, etrafta olan biteni anlamaktan geçiyor. Politikalarını, etrafında olanı anlayıp, müşteri ihtiyaçlarını belirledikten sonra şirketin iç kaynaklarını kullanarak yenilikler üretmek üzerine odaklayan firmalar küreselleşen dünyada başarıyı yakalıyorlar. Tabi başarının sürekliliği için şirketlerin antenlerini sürekli açık tutarak hem dış hem de iç dünyalarını sürekli olarak dinlemesi gerekiyor. Bunu yapan şirketler bir süre sonra konularında yetkin olduklarını ispatlıyorlar ve lider konuma geliyorlar.
Başarı basamaklarını çıkan firmalar için önemli konuların başında kârın sürekliliği geliyor. Bu firmalarda maliyetlerin düşürülmesi ve aktif değerlerinin yönetilmesi çok büyük önem taşıyor. Dolayısıyla stokların yönetimi firmaların başarılarını etkileyen önemli konuların arasında yer alıyor.
Stoklar firmada tutulan fiziksel kaynaklar olarak adlandırılıyor. Bunlar, hammadde, yarı mamul, satışa hazır mallar vb olabiliyor. Bazı firmalar stok seviyelerini en az seviyede tutarken müşterilerine hizmet kalitelerini her geçen gün arttırıyor bazıları da bu proseste çok başarılı olamıyor. Peki stok kontrolü başarılı yapabilmenin ipuçları nelerdir?
Stok kontrolü iki temel uygulama için yapılıyor: Üretim planlaması ve satış planlaması. Üretim planlaması, üretilecek mamulün adedi, cinsi vb bilgilere göre stokların önceden hazırlaması olarak tanımlanıyor. Satış planlaması için stok kontrolü ise gelecek zamanda satılacak ve müşteri talebi belirli olmayan ürünler için geçmiş verilerin incelenerek talepler oluşmadan ürünlerin önceden stoklara konulması olarak ifade ediliyor. Satış planlaması için stok kontrol uygulamasının başarılı olarak yapılabilmesi için aşağıdaki konuların göz önünde bulundurulması işleri kolaylaştırıyor:
1.) Gelecekte oluşacak talebi belirlemek için kullanılacak geçmiş talep ve satış verileri düzenli olmalıdır. Verinin işleneceği yazılımın algoritması çok iyi özümsenmelidir. Veriler sistem içerisinden kolaylıkla alınarak işlenebilmelidir,
2.) Stoktaki her parça için tek tek tedarik süresi hesaplanmalıdır. Tedarik süresi siparişin üreticiye veriliş tarihi ile ürünün depoya girişi arasında geçen süredir.
3.) Parçalar talep adetlerine ve talep frekanslarına göre gruplara ayrılmalıdır.
4.) Bu grupların her birisi için bulunabilirlik hedefleri belirlenmelidir. Gerektiğinde grupların hedefleri değiştirilerek genel hedefe ulaşılmalıdır.
5.) Alınan siparişler titizlikle irdelenmelidir. Müşterilerin raftan karşılanamayan siparişleri ile kayıp satışlar irdelenerek ileride tekrarlanması engellenmelidir. Bu çalışma hem müşteri memnuniyetini arttıracak hem de ciro kayıplarını en aza indirecektir.
6.) Tedarikçilere verilen siparişlerin sıklığı arttırılmalıdır. Günlük verilen siparişler stok seviyesini düşürürken bağlanan kaynak getirisini ve müşteri memnuniyetini arttıracaktır.
7.) Tedarikçilerin sipariş edilen ürünleri sevk için hazır hale getirmesi için harcadıkları süre karşılıklı görüşmeler ile en aza indirilmelidir.
8.) Ürünlerin yolda geçirdikleri süre en aza indirilmelidir. Bunun için küreselleşen iş hayatında çok değişik çözümler vardır. Uygun çözümün tespiti için nakliye firması ile çok yakın çalışılmalı, bütün talepler ortaya konduktan sonra en ekonomik şekilde sürenin kısaltılması için gerekli önlemler alınmalıdır.
9.) Depo yeri ürünlerin satıldığı ve/veya dağıtıldığı pazarlar göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Sektöre göre değişmekle birlikte günümüzde depoların merkezileştirilmesi firmalara büyük maliyet tasarrufları sağlarken iş tekrarlarının da azaltılması konusunda çeşitli avantajlar getiriyor.
10.) Süreç içerisinde bulunan herkesin konu hakkında bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Zira zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır. Zayıf halkanın yapacağı bir hata hem stok seviyesinde hem de hizmet kalitesinde olumsuzluklar getirecektir.
11.) Stok içerisindeki az hareketli ve hareketsiz ürünler sürekli izlenmelidir. Bu ürünlerin stok içerisinden ayıklanarak fırsat maliyetleri göz önünde bulundurularak en kısa sürede nakite çevrilmesi operasyon için hayati önem taşımaktadır.
12.) Bayilerdeki stokun verimli yönetilmesi kritik öneme sahiptir. Bayiler stoklarını iyi yönetebiliyorlarsa bunun hem ana firmaya hem de perakende müşterisine yansıması pozitif olacaktır.
Bunun için ;
a.) Bayiler için sipariş projeksiyon modelleri oluşturulmalıdır,
b.) Bayi siparişleri en kısa sürede –olabiliyorsa günlük olarak- sevk edilmelidir,
c.) Bayilerin elindeki hareketsiz stokun eritilmesi için tedbirler alınmalıdır.
13.) İş çıktıları için hedefler konulmalı ve bu hedefler sürekli olarak kontrol edilmelidir. Hedeflerden sapmaların olması durumunda da gerekli önlemler vakit geçirmeden alınmalıdır.
14.) Yukarıdaki konuların layıkıyla yerine getirilmesi için en önemli etkenin insan olduğu unutulmamalıdır. Ne kadar iyi bilgi teknolojileri ve program alt yapınız olursa olsun eğer bunları kullanarak fayda sağlayacak ekibiniz yoksa işiniz zor olacaktır.
Sonuç olarak küreselleşen dünyada başarılı olabilmek için ekibinizin bilgilerinin yenilenmesi her geçen gün önemini arttırıyor. Çalışma grupları oluşturarak ekiplere hedeflere ulaşmaları için ortak projeler yaptırmak hem firmaları hem de çalışanlarını zinde tutuyor. Unutmayın bugünün iş ortamında değişimleri algılayıp bunları firma içi güçlerini anlayarak çözen liderler başarılı oluyorlar. . Zira stok yönetimi ciddi bir yönetim becerisi gerektiriyor. Bunun için ekip üyelerinin doğru seçilip, uygun koltuklara oturtulmaları çok büyük önem taşıyor. Bunu yapan lider de yeni ufuklara açılarak etrafta olanı biteni takip ediyor ve gereksinimleri belirleyerek rakiplerinin bir adım önüne geçiyor.