Perşembe, 17 Kasım 2005 09:28
Hayatı Hedeflere Adamak
Sevgili arkadaşım Zeynep Dizdar'ın yeni şarkıları bu günlerde herkesin dilinde. 1997 yılında yayınladığı “Yolun Açık Ola” albümünden sonra bu yıl çıkardığı “İlle de Sen” isimli albümünde dokuz adet yeni yapıt ile bir önceki albümün çıkış şarkısı Vazgeç Gönül’ün farklı bir yorumu var. Yapıtlardan iki adedinin -ki biri albümün çıkış şarkısı olan Zehir Gibi- beste ve sözü Zeynep’e ait.
Zeynep müzikle kendisine hediye edilen mandolin sayesinde on yaşında tanıştı ve o günden bu yana hep müziğin içinde oldu. Müziği solist olarak sürdürmek en büyük hayaliydi. Hayatının her evresinde kendisini solistliğe taşıyacak işleri kovaladı. Ya bir müzik stüdyosunda çalıştı ya Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Harun Kolçak gibi pek çok değerli üstada vokal yaptı yada kendi ekibiyle birlikte çeşitli programlara çıktı. Kısa süre önce hayallerini bir kere daha gerçekleştirdi ve yeni albümünü Sony Müzik yapımı olarak piyasaya çıkardı.
Zeynep hayatını hedeflerine adamış kişilere verilecek en iyi örneklerden biri. Çocukluğundan beri başarılı bir solist olmak için var gücüyle çalışıyor. Bugün Google’de yapılacak bir “Zeynep Dizdar” aramasında adı 20 bin kereden fazla karşımıza çıkıyor. 106 İstanbul FM yeni albüm için 5 yıldız veriyor. Zehir Gibi klüplerde en çok çalınan şarkılar arasında bulunuyor. Örnekleri uzatmak mümkün. Bunların hiç biri tesadüf değil. Başarının altında çocuk yaşta konmuş bir vizyon var. Vizyona ulaşmak için oluşturulmuş bir yol haritası var. Ve sonucunda da başarı var. Bugün gümbür gümbür bir Zeynep Dizdar var.
Toplum içinde herkesin başarıya giden yolu farklı olsa da temel yöntemler birbirine benziyor. Başarılı örneklerden biri de Alanyalı Vahdet. Siz Alanyalı dediğime bakmayın. Vahdet aslında Güneydoğu teröründen kaçarak Alanya’ya sonradan yerleşenlerden. Vahdet eşi ile birlikte Alanya’da küçük bir dükkanda turistlere kaset ve çocuk giysileri satıyor. Vahdet genellikle Alman, eşi de Rus turistlerle ilgileniyor. Yani aralarında bir iş bölümü var. Vahdet'e "İşin ne ?" diye sorulduğunda “Turizm ile uğraşıyorum” diyor. Sattığı her kaseti, her bebek tulumunu turizme hizmet olarak algılıyor. Görüyorsunuz Vahdet’in de bir vizyonu var. Hem de yaptığı mevcut işle kıyaslandığında çok geniş bir vizyon.
Bügün dünyanın devlerine baktığımızda vizyonlarının ve misyonlarının çok ama çok geniş olduğunu görüyoruz. Örneğin Nokia'nın vizyonu "Life Goes Mobile" ve misyonu “Connecting People” . Nokia bu vizyon ve misyon ile yeni inovasyonlar yapıyor. Diğer yandan vizyonunu dar tutanlar kendilerini dolayısıyla da başarılarını sınırlıyorlar.
Vizyon öyle bir şey ki hem bireyler için hem de şirketler için çalışıyor. Çalışanlarının kişisel vizyonları ile paralel vizyona sahip şirketler ise her durumda çok daha fazla başarılı oluyor.
Yorum Ekle
Arama
Ayhan Dayoğlu’nun “Potansiyelini Kullan / Servis Yöneticisinin Başarı Rehberi” isimli kitabı OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcılar Derneği) tarafından yayınlandı.
