Bu sayfayı yazdır
Pazartesi, 07 Kasım 2011 09:11
Gerçekten "Bilgi" Başarı İçin Yeterli Mi ?
Bilmek ya da bilmemek... Bütün mesele bu değil artık.
Bugün bilinmeyen herkes için bir tık mesafesi kadar uzakta.
İnternetin tetiklediği teknolojik gelişim her türlü bilgiyi ulaşılabilir hale getirdi.
Eskiden farkı yaratan bilgiydi bugün değişim.
Değişimi sürekli kılan ise insan.
Artık şirketler yerel bile olsalar uluslararası standartlara paralel yönetiliyor. Zira müşteriler internet üzerinden dünyadaki uygulamaları takip edip çalıştığı şirketlerden her türlü yeniliği talep ediyor. Bunun için başarılı şirketler söyleneni harfiyen uygulayan çalışanlar yerine insiyatif alıp gelişim için değişimi tetikleyen çalışanları tercih ediyor.
Şirketler çalışanları ile her geçen gün özdeşleşiyor. Çalışanları kişisel başarıyı hedefleyen şirketler ister istemez topyekün başarıya odaklanıyor. Başarı arzusu taşıyan çalışanlar konularında başarılı olmaya kilitleniyor; bunun için sürekli çalışıyor ve mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmeye gayret ediyor. Şirket içinde ve dışında yenilikleri takip edip deneyimlerinden faydalanmak için kendi konularında çalışan diğer kişiler ile bir araya geliyor. Ama bu yaklaşım bir süre sonra söz konusu kişilerin şirkete olan sadakatini azaltıyor. Daha fazla başarı isteyen çalışanlar iş yerinde tatmin olmadığında ya rakiplere yada farklı displinlerdeki şirketlere geçiyor.
Bu gerçeği görüp kabullenen firmalar başarılı elemanlarını bünyede tutarken başarı peşinden koşan eleman sayısını arttırmak istiyor. Bunun için şirketin her kademesinde sürdürülebilir büyüme ve değişim politikalarını destekliyor, böylece çalışanlarının kendilerini geliştirmesini ve piyasadaki mevkidaşlarının sürekli önünde olmasını sağlıyor.
Başarı, şirketin düzenlediği eğitim ve motivasyon toplantılarıyla da gelmiyor. Toplantılar ve sunumlar ne kadar sesli ve süslü olursa olsun aktivitelerin etkisi aktiviteden sonra en fazla üç gün içinde geçiyor.
Başarı ancak yürekten istendiğinde geliyor.
Başarılı bir şekilde ayakta kalıp sürdürülebilir değişimi sağlamak isteyen şirketler Peter Drucker’in ifade ettiği gibi kendilerini değişim temsilcisi haline çevirmelidirler. Ancak değişim geleneksel yapı üzerine uygulanırsa maalesef başarılı olmuyor.
Bunun için şirket değişimi damarlarında hissetmeli, başarı peşinden koşan kişileri bünyesine katma becerisini geliştirmeli, yaratıcı kişileri şirket içinde tutmalı ve her çalışanı ile yakın ve açık iletişim kurup onları tek tek değişimin temsilcisi haline getirmelidir.