Pazartesi, 08 Ocak 2007 23:18

Duayen Reklamcı İzidor Barouh’un Anıları ile Türkiye Reklamcılık Tarihi

Öğeyi Oyla
(0 oy)
Türkiye’nin ilk reklam ajansı İlancılık, 1909 senesinde başlayan serüvenini “Türkiye’de Reklamcılığın Doğuşu” adlı kitapta anlatıyor. Kitap duayen reklamcı İzidor Barouh’un eşsiz anılarından derlenmiş bir referans kitap niteliğinde.
Türkiye’de reklamcılığın başlangıcı, ilk reklam ajansının kuruluşu, yaşanan savaşların reklamcılığı ve reklamcıları nasıl etkilediği, sütun-santim kavramının doğuşu, ilk radyo,sinema ve TV reklamlarının yayınlanması, seyyar sandviç reklam panolarının ve duvar afişlerinin kullanılması, ilk pazarlama ve satış kampanyalarının hazırlanması, deterjandan otomotive Türkiye’deki sektörlerin zaman içerisindeki gelişimi, siyasetin reklamcılığa etkisi bir çok örnek ile anlatılıyor.
Kitapta ayrıca geçmişte yayınlanan reklamlardan örnekler verilirken, çini mürekkebi ile grafik tasarımlarının nasıl yapıldığı da anlatılıyor.
Kısaca 20. yüzyıldaki reklamcılık tarihi bir ustanın anılarıyla canlanıyor ve ölümsüzleşiyor.
Kitapta ayrıca İzidor Barouh’un oğlu Yakup Barouh’a 1974 yılında yazdığı  bir de nasihat mektubu yer alıyor. Mektup bir babanın biricik oğluna yazdığı bir tavsiye mektubu olmasının yanında iyi bir reklamcı ve başarılı bir iş adamı olmanın inceliklerini de içeriyor.  İzidor Barouh oğluna her üç ayda bir kere bu mektubu okumasını öğütlüyor.
Ben de reklamcılık sektöründe olsun olmasın herkese bulduğu her fırsatta –sanki kendisine yazılmış gibi- bu mektubu okumasını öneriyorum ve başta İzidor Barouh olmak üzere eserin oluşturulmasında emeği geçenleri saygıyla selamlıyor; yollarının
İzidor Barouh’un, oğlu Yakup Barouh’a mektubu
Yakup’çuğum,
Bu satırları senin için karaladım, mutlaka bütün yazdıklarımı biliyorsun, unutmaman için 3 ayda bir bu yazıyı bir defa oku.
Masaların daima düzenli ve toplu olması şarttır. Düzensiz ve karışık bir büro masası, özel veya önemli evrakların kaybına yol açar. Her akşam işten ayrılmadan evvel masanı topla, ofise sabahları personelden önce gel.
Müşteriye, bir reklamı veya kampanyayı vadedilen zamanda hazırlayamadım denmez. İyi bir ajans verdiği sözü tutar. Bu söz, fazla mesailere veya fazla masraflara mal olsa dahi... Müşterimiz gerekli olduğumuz müddetçe bizden vazgeçemez. Doktorlar gibi, bir reklam ajansının günün ve gecenin her saatinde müşterisi tarafından çağrılması normaldir. Sıkı çalışanlar başarılı olur. Personel ne kadar sıkı çalışırsa o oranda az personel alınır... Sıkı ve çok çalışmak boş durmaktan daha iyidir. Fazla masraf yapılmazsa sene sonunda dağıtılacak ikramiyeler daha memnuniyet verici olur.
İyi bir reklam ajansını yürütebilmek için zeka olmazsa olmazdır. Yalnız sadece zeka yeterli gelmez. Aynı zamanda bilgiyi de katmak lazımdır. Dudaklarından tebessüm eksilmeyecek; asık bir yüz hoş değildir. Çalışmaktan zevk duyanlara hayranım. Yaptığını sevmeyen, başka iş aramalıdır. Hayatta olduğumuz müddetçe memnun olmaya çalışalım. Alınacak elemanların kaliteli olmasına dikkat edilmelidir. Kendinden az emin olanlar, daima ikinci derecede eleman tercih ederler, bunlara acımak lazımdır.
Doğru ve kati kararlar almak gerekir. Zamanın büyük bir kısmı dinlemekle ve kısa bir kısmı konuşmakla geçmelidir. Müşterilerin, genel müdürlük seviyesindekilerin güveni kazanılmalıdır. Kuvvetli bir ajans olabilmek için birinci derece insanlar çalıştırılmalıdır. Müşteriler, daima müdürler veya ajansın sahibi ile temas etmek isterler. Tıpkı hastalar gibi doktorlar yerine asistanlar tarafından tedavi edilmek istemezler. Bir reklam ajansı işten anlayan bir adam tarafından idare edilmezse hiçbir şey yaratamaz. Büyük kuruluşlar ancak baştaki insanların kapasitesine göre ilerler. Personel seçiminde öncelikle aranacak özellik ‘GENÇLİK’ tir.
Bir ajansın genişliği ve fazla kadrolu olması müşteri için önemli değildir. Amaç, ajansın yaratıcı olmasıdır. Müşterilere iş sunumuna gidilirken, duruma göre birkaç kampanya ile gidilmesi iyidir. Müşterilere, diğer kuruluşlara yapmış olduğunuz ilan örneklerini ve kampanyalarını göstermek ancak yayınlandıktan sonra doğrudur... Bir reklam bütçesinden mesul olmak önemli bir meseledir. Başkalarının parasını harcıyorsunuz ve o kuruluşun geleceği sizin elinizdedir. Yeni müşteri bulmak spor gibidir. Başarılı olunur veya tersine, olunmaz. Bu daima neşe ve rahatlıkla yapılmalıdır. Başarısızlıklar mideye zarar verir. Bu iş zevkle yapılmalıdır.
Yeni bir müşteri alınca, ona eski ajanstan daha iyi şeyler yaratacağımıza ve bu konuda başarılı olacağımıza emin olmalıyız. Bir ajans müşterinin anormal isteklerini kabul etmemelidir. Reddedilen bir işin daha sonra döndüğü görülmüştür. Bir müşterinin önemli bir toplantı davetine, başka bir müşteriye söz verdim gelemeyeceğim denmez. Tıpkı fazla kadınla evlenildiğinde her kadını bahçenin yegane ender çiçeği olduğuna inandırmak gibi. Bir müşteri diğer müşteriye dair bilgi istediğinde konuyu değiştirmek gerekir.
Günün birinde müşterilerinin biri senden ayrılabilir. Sebep, belki senden hoşlanmamaları, belki zamanında işlerin teslim edilmememsi, belki de şirketin bir hatası olabilir. Bu gibi bir olayda üzülme. Bazı reklam şirketleri birçok müşteri kaybettiler ve yine de yaşadılar. İyi bir reklamcı teknik ve piyasa araştırmalarında uzman olmalıdır. Ne kadar çok çalışırsan çalış, bilgilerin ne kadar çok olursa olsun, şirketin en yüksek derecesine ulaştığını müşterilerine inandırman için mutlaka 33 yaşına ulaşman gereklidir. Sabırlı ol. İyi bir reklamcı olabilmek için güzel reklam sunumları yapman çok önemlidir. Bunda çok ümitliyim. Müşterilerinin çoğu büyük şirketler olacaktır. Ancak çok çalışmakla ve çok okumakla bunu başarabilirsin ve ilerleyebilirsin. Müşterilerini aptal ve düşman olarak benimseme hatasını yapma, daima onları kendine arkadaş et, aynı ekipte çalıştığını ve onların dertlerine ortak olduğunu göster. Müşterilerinin işlerini alenen konuşma, özel belgelerini daima kilitle, aksi halde işini kaybedersin. Hatalarını müşterilerinin ve iş arkadaşlarının karşısında kabul etmeye cesaret ediyorsan seni sayacaklardır. Reklamcılıkta iş namusu, şeffaflık ve zeka çok önemlidir.
Notlarını ve raporlarını açık olarak yazmaya gayret et. Unutma ki not ve raporlarını yazdığın şahıslar bu gibilerini çok okumuşlar ve sepetlerine atmışlardır. Yazıların ne kadar uzun olursa okunma şansı o kadar azalır. Kazanacağın paranın bir kısmını yatırıma ayır, reklamcılık mesleği her gün daha fazla dejenere oluyor. İnandığımız bir işe yatırım yaparsan iyi olur. Reklamcılığı belli bir yaşa kadar yapabilirsin, ondan sonra başarılı olman zordur.
Arada sırada vakit ayırabilirsen dinlen ve kısa seyahat et. Dinleneceğin zaman ise hiç iş düşünme. İki günde bir kitap ve ayda onbeş kitap oku. Okumakla bilgin çoğalacak. Müşterilerin karşısında duygularını belli etmemeye çalış, müşteri seni sinirlendirirse belli etme; iyi bir tüccarın düşündüğü yüzündeki ifadeden anlaşılmamalıdır. Kimseyi kırmayacaksın; bir işi reddedersen dahi tatlılıkla ve özür dileyerek reddet.
Herkesin bir merakı vardır. Senin merakın reklamcılık olmalı. Diğer ajansların bilmedikleri konular üzerinde çalış ve bu konular üzerine arada sırada birkaç makale yaz ve bir gazetede yayınlat. Konular çok çekici olmalı. Mesela; perakendecilikte fiyat psikolojisi, reklam bütçelerini tayin etme metodları gibi... Benimsenecek konularda itibar kazandığında iş sahasında fark edilirsin.
            Sonuç olarak işine ağır bas. Ben fakirlikle büyüdüm ve bugünkü duruma geldim. İnan çocuğum, zengin olmak çok daha iyidir.
Türkiye’nin ilk reklam ajansı İlancılık, 1909 senesinde başlayan serüvenini “Türkiye’de Reklamcılığın Doğuşu” adlı kitapta anlatıyor. Kitap duayen reklamcı İzidor Barouh’un eşsiz anılarından derlenmiş bir referans kitap niteliğinde.
Türkiye’de reklamcılığın başlangıcı, ilk reklam ajansının kuruluşu, yaşanan savaşların reklamcılığı ve reklamcıları nasıl etkilediği, sütun-santim kavramının doğuşu, ilk radyo,sinema ve TV reklamlarının yayınlanması, seyyar sandviç reklam panolarının ve duvar afişlerinin kullanılması, ilk pazarlama ve satış kampanyalarının hazırlanması, deterjandan otomotive Türkiye’deki sektörlerin zaman içerisindeki gelişimi, siyasetin reklamcılığa etkisi bir çok örnek ile anlatılıyor.
Kitapta ayrıca geçmişte yayınlanan reklamlardan örnekler verilirken, çini mürekkebi ile grafik tasarımlarının nasıl yapıldığı da anlatılıyor.
Kısaca 20. yüzyıldaki reklamcılık tarihi bir ustanın anılarıyla canlanıyor ve ölümsüzleşiyor.
Kitapta ayrıca İzidor Barouh’un oğlu Yakup Barouh’a 1974 yılında yazdığı  bir de nasihat mektubu yer alıyor. Mektup bir babanın biricik oğluna yazdığı bir tavsiye mektubu olmasının yanında iyi bir reklamcı ve başarılı bir iş adamı olmanın inceliklerini de içeriyor.  İzidor Barouh oğluna her üç ayda bir kere bu mektubu okumasını öğütlüyor.
Ben de reklamcılık sektöründe olsun olmasın herkese bulduğu her fırsatta –sanki kendisine yazılmış gibi- bu mektubu okumasını öneriyorum ve başta İzidor Barouh olmak üzere eserin oluşturulmasında emeği geçenleri saygıyla selamlıyor; yollarının
İzidor Barouh’un, oğlu Yakup Barouh’a mektubu
Yakup’çuğum,
Bu satırları senin için karaladım, mutlaka bütün yazdıklarımı biliyorsun, unutmaman için 3 ayda bir bu yazıyı bir defa oku.
Masaların daima düzenli ve toplu olması şarttır. Düzensiz ve karışık bir büro masası, özel veya önemli evrakların kaybına yol açar. Her akşam işten ayrılmadan evvel masanı topla, ofise sabahları personelden önce gel.
Müşteriye, bir reklamı veya kampanyayı vadedilen zamanda hazırlayamadım denmez. İyi bir ajans verdiği sözü tutar. Bu söz, fazla mesailere veya fazla masraflara mal olsa dahi... Müşterimiz gerekli olduğumuz müddetçe bizden vazgeçemez. Doktorlar gibi, bir reklam ajansının günün ve gecenin her saatinde müşterisi tarafından çağrılması normaldir. Sıkı çalışanlar başarılı olur. Personel ne kadar sıkı çalışırsa o oranda az personel alınır... Sıkı ve çok çalışmak boş durmaktan daha iyidir. Fazla masraf yapılmazsa sene sonunda dağıtılacak ikramiyeler daha memnuniyet verici olur.
İyi bir reklam ajansını yürütebilmek için zeka olmazsa olmazdır. Yalnız sadece zeka yeterli gelmez. Aynı zamanda bilgiyi de katmak lazımdır. Dudaklarından tebessüm eksilmeyecek; asık bir yüz hoş değildir. Çalışmaktan zevk duyanlara hayranım. Yaptığını sevmeyen, başka iş aramalıdır. Hayatta olduğumuz müddetçe memnun olmaya çalışalım. Alınacak elemanların kaliteli olmasına dikkat edilmelidir. Kendinden az emin olanlar, daima ikinci derecede eleman tercih ederler, bunlara acımak lazımdır.
Doğru ve kati kararlar almak gerekir. Zamanın büyük bir kısmı dinlemekle ve kısa bir kısmı konuşmakla geçmelidir. Müşterilerin, genel müdürlük seviyesindekilerin güveni kazanılmalıdır. Kuvvetli bir ajans olabilmek için birinci derece insanlar çalıştırılmalıdır. Müşteriler, daima müdürler veya ajansın sahibi ile temas etmek isterler. Tıpkı hastalar gibi doktorlar yerine asistanlar tarafından tedavi edilmek istemezler. Bir reklam ajansı işten anlayan bir adam tarafından idare edilmezse hiçbir şey yaratamaz. Büyük kuruluşlar ancak baştaki insanların kapasitesine göre ilerler. Personel seçiminde öncelikle aranacak özellik ‘GENÇLİK’ tir.
Bir ajansın genişliği ve fazla kadrolu olması müşteri için önemli değildir. Amaç, ajansın yaratıcı olmasıdır. Müşterilere iş sunumuna gidilirken, duruma göre birkaç kampanya ile gidilmesi iyidir. Müşterilere, diğer kuruluşlara yapmış olduğunuz ilan örneklerini ve kampanyalarını göstermek ancak yayınlandıktan sonra doğrudur... Bir reklam bütçesinden mesul olmak önemli bir meseledir. Başkalarının parasını harcıyorsunuz ve o kuruluşun geleceği sizin elinizdedir. Yeni müşteri bulmak spor gibidir. Başarılı olunur veya tersine, olunmaz. Bu daima neşe ve rahatlıkla yapılmalıdır. Başarısızlıklar mideye zarar verir. Bu iş zevkle yapılmalıdır.
Yeni bir müşteri alınca, ona eski ajanstan daha iyi şeyler yaratacağımıza ve bu konuda başarılı olacağımıza emin olmalıyız. Bir ajans müşterinin anormal isteklerini kabul etmemelidir. Reddedilen bir işin daha sonra döndüğü görülmüştür. Bir müşterinin önemli bir toplantı davetine, başka bir müşteriye söz verdim gelemeyeceğim denmez. Tıpkı fazla kadınla evlenildiğinde her kadını bahçenin yegane ender çiçeği olduğuna inandırmak gibi. Bir müşteri diğer müşteriye dair bilgi istediğinde konuyu değiştirmek gerekir.
Günün birinde müşterilerinin biri senden ayrılabilir. Sebep, belki senden hoşlanmamaları, belki zamanında işlerin teslim edilmememsi, belki de şirketin bir hatası olabilir. Bu gibi bir olayda üzülme. Bazı reklam şirketleri birçok müşteri kaybettiler ve yine de yaşadılar. İyi bir reklamcı teknik ve piyasa araştırmalarında uzman olmalıdır. Ne kadar çok çalışırsan çalış, bilgilerin ne kadar çok olursa olsun, şirketin en yüksek derecesine ulaştığını müşterilerine inandırman için mutlaka 33 yaşına ulaşman gereklidir. Sabırlı ol. İyi bir reklamcı olabilmek için güzel reklam sunumları yapman çok önemlidir. Bunda çok ümitliyim. Müşterilerinin çoğu büyük şirketler olacaktır. Ancak çok çalışmakla ve çok okumakla bunu başarabilirsin ve ilerleyebilirsin. Müşterilerini aptal ve düşman olarak benimseme hatasını yapma, daima onları kendine arkadaş et, aynı ekipte çalıştığını ve onların dertlerine ortak olduğunu göster. Müşterilerinin işlerini alenen konuşma, özel belgelerini daima kilitle, aksi halde işini kaybedersin. Hatalarını müşterilerinin ve iş arkadaşlarının karşısında kabul etmeye cesaret ediyorsan seni sayacaklardır. Reklamcılıkta iş namusu, şeffaflık ve zeka çok önemlidir.
Notlarını ve raporlarını açık olarak yazmaya gayret et. Unutma ki not ve raporlarını yazdığın şahıslar bu gibilerini çok okumuşlar ve sepetlerine atmışlardır. Yazıların ne kadar uzun olursa okunma şansı o kadar azalır. Kazanacağın paranın bir kısmını yatırıma ayır, reklamcılık mesleği her gün daha fazla dejenere oluyor. İnandığımız bir işe yatırım yaparsan iyi olur. Reklamcılığı belli bir yaşa kadar yapabilirsin, ondan sonra başarılı olman zordur.
Arada sırada vakit ayırabilirsen dinlen ve kısa seyahat et. Dinleneceğin zaman ise hiç iş düşünme. İki günde bir kitap ve ayda onbeş kitap oku. Okumakla bilgin çoğalacak. Müşterilerin karşısında duygularını belli etmemeye çalış, müşteri seni sinirlendirirse belli etme; iyi bir tüccarın düşündüğü yüzündeki ifadeden anlaşılmamalıdır. Kimseyi kırmayacaksın; bir işi reddedersen dahi tatlılıkla ve özür dileyerek reddet.
Herkesin bir merakı vardır. Senin merakın reklamcılık olmalı. Diğer ajansların bilmedikleri konular üzerinde çalış ve bu konular üzerine arada sırada birkaç makale yaz ve bir gazetede yayınlat. Konular çok çekici olmalı. Mesela; perakendecilikte fiyat psikolojisi, reklam bütçelerini tayin etme metodları gibi... Benimsenecek konularda itibar kazandığında iş sahasında fark edilirsin.
            Sonuç olarak işine ağır bas. Ben fakirlikle büyüdüm ve bugünkü duruma geldim. İnan çocuğum, zengin olmak çok daha iyidir.
Okunma 4904 defa

Yorum Ekle

Arama

Ayhan Dayoğlu’nun “Potansiyelini Kullan / Servis Yöneticisinin Başarı Rehberi” isimli kitabı OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcılar Derneği) tarafından yayınlandı.

Potansiyelini Kullan Yayınlandı

Son Eklenen Video

Son Haberler