Bu sayfayı yazdır
Pazar, 11 Eylül 2005 09:18
Güçlü Yönlerini Kullanarak Sevdiği İşi Yapanlar Mükemmele Kolayca Ulaşıyor
Son zamanlarda mükemmellik kelimesi herkesin dilinde. Okulda mükemmele ulaşmak, profesyonel yaşamda mükemmel iş bulmak, sporda mükemmel bir sonuç elde etmek yediden yetmişe herkesin rüyalarını süslüyor.
Mükemmeli arayanlar önce hedeflerini belirliyorlar sonra da hedefe ulaşmak için planlarını yapıp uygulamaya başlıyorlar. Ancak mükemmellik hedefi ile yola çıkanlardan bazıları hedeflerine ulaşırken bazıları da çok çalıştıkları halde istedikleri noktaya ulaşamıyorlar. Hedefe ulaşamayanların bir çoğu daha fazla hırsla çalışıyor; yenilgiyi kabullenmiyor ve her geçen gün çalışma temposunu arttırarak arayışını sürdürüyor ama yolun sonunu bir türlü getiremiyor.
Peki mükemmeli yakalayanlar ile yakalayamayanlar arasındaki fark ne? Aslında sorunun cevabı çok basit: Mükemmele ulaşanlar güçlü yönlerini kullanarak sevdikleri işi yapıyorlar. Bu şanslı gruptaki kişiler güçlü yönlerini iyi biliyorlar ve mükemmele ulaşmak için güçlü yönlerini kullanarak zevk alabilecekleri alanlarda çalışıyorlar.
İşte mükemmele ulaşmanın formülü bu kadar kolay: Kendini tanı, güçlü yönlerini kullan ve zevk aldığın işi yap.
Formül kolay ama insanın kendisini tanıması, güçlü yönlerini tespit etmesi ve bunları çalışma hayatında uygulaması bu kadar kolay mı? Aslında sorunun cevabı kişinin kendisini yeniden keşfetmeye ne kadar istekli olduğuna bağlı. Kendinizi yeniden keşfetmeye evet diyorsanız işe bir Yaşam Koçu seçmekle başlayabilirsiniz. Yaşam Koçu’nu, ticari işlerinizde başarınızı arttırmak için danıştığınız bir psikolog olarak düşünürseniz bir koç ile çalışma fikrine kolaylıkla alıştırabilirsiniz kendinizi. Bu konuda çalışan çok değerli kişiler mevcut Türkiye’de. Koçu’nuzu seçip çalışmaya başlamadan önce bir sözleşme yapmak her iki taraf için de faydalı. Böylece siz de, mükemmele ulaşmak için yoldaş olarak seçtiğiniz koçunuz da hedeften kopmuyor.
“Yaşam Koçu iyi de, güçlü yönlerimi tanımak için başka bir yol yok mu ?” diye soranlara da reçeteler var. İşe öncelikle Marcus Buckingam ve Donal O Clifton’ın “Now,Discover Your Strenghts” kitabını okuyarak başlayabilirsiniz. Discover Your Strenghts, kişilerin güçlü yönlerini kullanarak nasıl mükemmele ulaştıklarını örneklerle açıklayan ufkunuzu genişletecek bir kitap. Kitabı satın aldığınızda içindeki bilgilere ilave olarak bir de şifre ediniyorsunuz. Bu şifre ile https://www.strengthsfinder.com/ adresine bağlanarak Gallup’un hazırladığı “Discover The Source of Your Strengths” testini yapma imkanı elde ediyorsunuz. Testin sonucunda da en güçlü beş yönünüzü öğreniyorsunuz. Daha sonra kitaba dönerek güçlü yönlerinizi nasıl geliştirileceğine dair ipuçlarını alabiliyorsunuz.
Eğer kitaptan başka çare yok mu diye sorarsanız http://www.humanmetrics.com/ adresinden ulaşabileceğiniz Jung Typology Test’ini de yapabilirsiniz. Bu testin sonucunda da davranışlarınız konusunda çeşitli ipuçlarına ulaşabiliyor; hatta genel vizyonunuzla ilgili ipucu da alabiliyorsunuz. Bundan sonrası da size kalıyor.
Kısa süre önce kırk yaşına gelmiş olmama aldırmadan Sabancı Üniversitesi’nde Executive MBA programına katılmaya karar verdim. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Nakiye Boyacıgiller ve ekibinin yeni MBA öğrencileri için mükemmel bir oryantasyon programı var. İki gün süren oryantasyon programının en ilgi çekici bölümünü çok yoğun geçecek 12 aylık bir çalışma programı öncesinde kişinin hem kendini hem de yeni arkadaşlarını tanıması için uygulanan bir test oluşturuyor. Test sonucunda yeni öğrenciler normal durumda ve baskı altında hem kendi davranışlarının hem de arkadaşlarının davranışlarının nasıl değiştiğini öğreniyorlar ve daha işin başında önce kendilerini sonra da ekip arkadaşlarını tanıyarak mükemmele ulaşma şansını yakalıyorlar.
Sonuç olarak mükemmele ulaşmak isteyenlere öncelikle kendileriyle korkusuzca yüzleşmelerini öneriyorum. Yüzleşme sonrasında ise iş, tespit edilen güçlü yönlerin çalışılarak daha da güçlü hale getirilmesine kalıyor. Güçlü yönlerini bilen,bu konularda kendini geliştirerek zevk aldığı işi yapanlar güçlü olmadığı konularda kendilerini geliştirerek mükemmelliği arayanlardan çok daha kısa sürede hedeflerine ulaşarak etrafındakiler için birer başarı modeli oluyorlar.